Akademik Yazılar

DEĞİŞTİRİLEMEZ GERÇEKTE ANLAM BULMAK

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

VAROLUŞCU LOGOTERAPİNİN MS TANILI BİREYLERDE DEPRESYON, ANKSİYETE, AFFEKTİF KİŞİLİK VE  YAŞAM KALİTESİ DÜZEYLERİNE ETKİSİ

Gülay OĞUZ1, Saime ÇAĞLI1, Serap GÜLEÇ KESKİN2, Ferhat JACK İÇÖZ3, Murat TERZİ4, Servet AKER5,  Sedat ŞEN5

ÖZET 

Amaç: Bu araştırma varoluşçu felsefeye temellendirilmiş logoterapinin MS tanısı almış kadınlarda depresyon, anksiyete, affektif semptomlar ve yaşam kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. 

Yöntem: Araştırma deneysel tipte olup, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı MS Polikliniğine kayıtlı  MS tanısı almış bireyler ile 01.01.2016 – 01.03.2016 tarihleri arasında özel bir danışmanlık enstitüsünün grup terapi odasında MS tanısı almış, 18-49 yaş arasında, sözel iletişim engeli olmayan, zihinsel ve organik bulgusu bulunmayan MS tanısı almış 10  kadın ile yürütülmüştür. Araştırmada beck depresyon ölçeği, beck ankiyete ölçeği, Affektif sinir bilim ölçeği ve kısa form 36  kullanılmıştır. 

Bulgular: MS tanısı almış bireylerin logoterapi öncesi ve sonrası depresyon anksiyete, affektif sinir bilim ve yaşam kalitesi puan  ortalamaları karşılaştırıldığında, logoterapi sonrası, öncesine göre depresyon ve anksiyete bulguları arasında anlamlı fark  belirlenmiştir (p<0.05). SF-36 öntest ve son test sonuçlarından fiziksel fonksiyon, ağrı, sosyal fonksiyon ortalamaları istatistiksel  olarak anlamlı düzeyde düşmüştür (p<0.05). Müdahale öncesi ve sonrası arasında, affektif sinir bilim değerlendirmesinde öfke ve  oyun puanlarında anlamlı bir düşüş tespit edilmiştir (p<0.05).

Sonuçlar ve Öneriler: Varoluşçu Logoterpinin MS tanılı kadınlarda depresyon, anksiyete ve öfke ve oyun düzeylerini azalttığı ve  yaşam kalitesini arttırdığı belirlenmiştir. Logoterapinin MS tanılı kadınlarda etkili bir yöntem olması nedeniyle tedavi ve bakıma  eklenmesi önerilebilir. 

Anahtar Kelimeler:Multiple skleroz; Logoterapi; Kadın; Depresyon; Yaşam kalitesi.

Finding True Meaning That Cannot Change:

The Effect of Various Logotherapy on Depressıon, Anxiety, Affective Personality and Quality of Life In Individuals With  MS Diagnosis

Abstract

Objective:This study was conducted to determine the effect of logotherapy based on existential philosophy on depression, anxiety,  affective symptoms and quality of life in women with MS.

Method:The study was carried out in the group therapy room of a private counseling institute between 01.01.2016 – 01.03.2016  with in dividuals diagnosed with MS whoa reregistered in the MS Polyclinic of Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine,  Department of Neurology. The study was conducted with 10 women diagnosed with MS, aged 18-49, without verbal communication impairment, and without mental and organicfindings. Beck depression inventory, beck anxiety inventory, Affective  neuroscience scale and short form 36 were used in the study.

Results:When depression, anxiety, affekt and life quality scores of individuals diagnosed with MS were compared before and after logotherapy, a significant difference was found between the depression and anxiety symptoms after logotherapy compared to before. From the SF-36 pretest and posttes tresults, the averages of physical function, pain and social function decreased statistically significantly (p <0.05). Between before and after the intervention, a significant decrease in anger and game scoreswas found in the assessment (p<0.05) .

Conclusion: Existential Logoterpy has been determined to reduce depression, anxiety and anger and game levels, and improve the quality of life in women with MS. logotherapy is an effective method for women with MS, it may be recommended to add it to  treatment and care.

Keywords: Multiplesclerosis; Logotherapy; Women; Depression; Life Quality

DOI: 10.47115/jshs.790083

1Öğrenme Akdemisi, Samsun 

2Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı 

3Varoluşcu Akademi, İstanbul 

4Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroloji Sağlığı Anabilim Dalı 

5Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı 

Sorumlu Yazar: Serap GÜLEÇ KESKİN, e-mail: dr.serasps@gmail.com

GİRİŞ Multipl skleroz (MS) santral sinir sisteminin, otoimmun,  inflamatuar ve dejeneratif hastalığıdır. Genç erişkin yaşta

 182 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

görülmesi, ataklarla seyreden ilerleyici bir hastalık olması,  fonksiyonel sınırlılık, engellilik oluşturması,bir çok  psikososyal sorunu beraberinde getirmesi ile yaşam  kalitesinde azalmaya neden olabilen kronik bir hastalıktır

(Confavreux, Vukusic&Adeleine, 2003; Ertekin, Özakbaş,  İdiman&Algun, 2012; Milanlıoğlu ve ark.,2014). MS tanısı  almış bireylerin affektif ve kognitif etkilenme oranı %34 ile  %65 oranında görülmektedir (Emre ve ark.,2003).  Psikososya sorunlar anatomik lezyonlara, nöro endokrin  anormalliklere veya fizyolojik değişikliklere bağlı  gelişebilmektedir (Karabudak, 2008). MS tanısı almış  bireylerde en yaygın görülen psikiyatrik bozukluk  depresyondur. Görülme sıklığı %27-54 arasında  değişmektedir (Penner ve ark., 2007). Depresyon  belirtilerini anksiyete izlemektedir. Depresyon, anksiyete ve  affekt belirtilerinin genel nedenleri arasında, iç görüsü olan  MS tanısı almış bireylerin kendilerinde gördükleri bilişsel,  mental ve fonksiyonel kayıpları fark etmeleri, semptomların  ve semptomların neden olduğu zorlukların üstesinden  gelememe, sosyal kayıplar ile gelen yalnızlık ve yaşamda  anlam bulmada zorluk olduğu söylenebilir (Emre ve  ark.,2003; Minden, 2000). Tıpkı birçok hastalık sürecinde  olduğu gibi, MS tanısı almış bireylerde kaygı kaçınılmaz ve  yok edilemezdir. MS tanısı almış bireyler yaşamın tam orta  yerinde gelen fiziksel, zihinsel ve sosyal anlamda sınırlayıcı  hastalığın giderek artan belirtilerinin yanında bağımlılığın  artması ile gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmek istediği  rollerde kesintiye uğrama yaşamaktadır (İdiman, 2004). Bu  nedenle bireylerin yaşadığı fiziksel gereksinimleri kadar  yaşamda anlam bulmak, sınırlar içinde de olsa özgür  olduklarını bilmek ve ne olursa olsun seçim yapabilecekleri gerçeğini hatırlatmak özellikle depresyon, anksiyete ve  affektif semptomların azaltılmasında ve buna bağlı olarak  yaşam kalitesinin artırılmasında önemli girişimlerdir(Van ve  Arnold, 2017).

MS tanısı almış birey yaşadığı hastalık içerisinde,  hayatın anlamının ne olduğu, geleceğe dair belirsizlikleri  bilip bilemeyeceğini, ölümün anlamını cevaplamaya  çalışırken kaygı yaşar. Cevaplayamadığı sorular karşısında  oluşan bireyin yaşadığı kaygı birçok varoluşçu felsefecinin  konusu olmakla birlikte, Victor Frankl gibi felsefeciler bu  kaygıyı, kendi yaşam deneyimlerinden yola çıkarak  anlamlandırmaya çalışmış, böylece varoluşçu felsefeye  büyük katkılar sunmuşlardır. (Özakkaş, 2011; Sartre, 2015;  Engin, Kaçmaz ve Uğuryol, 2016). Victor Frankl, varoluşçu  analiz ve logoterapi yirminci yüzyılda geliştirilmiş bir teori,  müdahale yaklaşımı ve felsefe bilimidir. Varoluşçuluk insan  yaşamının anlamının; insanın ürettiği bilgi, malzeme ve  ürünlerden öte otantik ve bireysel bir anlam arayışı ile var  olabileceğini ortaya koymaktadır. 

Araştırmada MS tanısı almış bireylere depresyon,  anksiyete, affektif semptomları azaltmaya ve yaşam  kalitesini arttırmaya yönelik logoterapi uygulanmıştır.  Logoterapi varoluşçu felesefeye temellendirilmiş Victor E.  Frankl’ın kuramına göre yapılandırılmıştır. Logoterapi, adını  Yunanca bir kelime olan “Logos” (Anlam)’tan alan  Logoterapi (Logotherapie), ViktorFrankl öncülüğünde  kurulmuş yeni bir psikoterapik yaklaşımdır. “Anlam”ı  merkez kavram olarak kabul eden bu ekol, “anlam  kazandırma yoluyla terapi”yi temel tedavi metodu olarak  bilinmektedir (Bahadir, Parlar &Spiteller,2000).

Araştırmanın Amacı

Bu araştırma varoluşçu logoterapinin MS tanısı  almış bireylerde depresyon, anksiyete, affektif kişilik ve 

yaşam kalitesi düzeylerine etkisini belirlemek amacıyla  yapılmıştır. 

Araştırma Hipotezleri 

H0. Varoluşcu felsefeye temellendirilmiş  logoterapi, MS tanısı almış bireylerin depresyon, anksiyete,  affektif semptomve yaşam kalitesini etkilemez.

H1. Varoluşcu felsefeye temellendirilmiş  logoterapi, MS tanısı almış bireylerin depresyon, anksiyete,  affektif semptom ve yaşam kalitesini etkiler.

YÖNTEM

Araştırmanın şekli: Varoluşçu felsefeye temellendirilmiş  logoterapinin MS tanısı almış bireylerde depresyon, anksiyete, affektif kişilik ve yaşam kalitesi düzeylerine  etkisini değerlendiren bu çalışma ön test son test girişimsel bir araştırmadır. 

Araştırmanın Yeri ve Zamanı: Araştırma,  Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji  Anabilim Dalı MS Polikliniğine kayıtlı MS tanısı almış  bireyler ile 01.01.2016 – 01.03.2016 tarihleri arasında  yapılmıştır. Araştırma MS tanısı almış bireyler için  hazırlanan özel bir danışmanlık enstitüsünün grup terapi  odasında gerçekleştirilmiştir. 

Araştırmanın Evren ve Örneklem Seçimi:  Araştırmanın örneklem sayısı, çalışma öncesinde güç analizi  yapılarak tespit edilmiştir. Yapılan güç analizinde, ön test son test %95 güven aralığında, %80 güce ulaşmak için 18- 49 yaş aralığında genişletilmiş özürlülük durum ölçeği  (EDDS) puanı 5’in altında olmayan en az 10 MS tanısı almış  bireyin araştırmaya dahil edilmesine ihtiyaç duyulduğu  belirlenmiştir. Araştırma Dahil edilme kriterlerine göre  basit rastgele seçilmiş, gönüllü, MS tanısı almış, 18-49 yaş  arasında, sözel iletişim engeli olmayan, zihinsel ve organik  bulgusu bulunmayan, MS tanısı almış 15 kadın araştırmaya  dahil edilmiştir. Araştırma grup terapisi girişim özelliğine  sahip olduğu için kendilerini rahat ifade etmeleri adına  sadece kadınlardan oluşmuştur.Araştırmadan 3 birey

araştırma sürecinde bireysel nedenlerden dolayı ayrılmıştır.  2 birey logoterapi sürecinde süreklilik gösterememe nedeni  ile araştırma dışı bırakılmıştır. Araştırma 10 birey ile  tamamlanmıştır. 

Veri Toplama Araçları: Verilerin toplanmasında  tanıtıcı bilgi formu, Beck Depresyon (BDÖ), Beck  Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Affektif Sinir Bilim Ölçeği (ANSP) ve Kısa Form -36 (SF-36) kullanılmıştır.  Beck Depresyon Envanteri (BDÖ): Beck ve arkadaşları  tarafından (1961) geliştirilen bir kendini değerlendirme  ölçeğidir. Depresyonun belirtilerini tarama ve değerlendirme  alanında kullanılabilecek materyal eksikliğinden yola  çıkılarak Beck Depresyon Envanteri oluşturulmuştur. Beck  Depresyon Envanteri‘nin güvenirliği 0.74, geçerliği 0.75 olarak bulunmuştur. 0-3 arasında puanlanan 21 maddeden  oluşan, dörtlü likert tipte bir ölçek halini almıştır. Grup  uygulamalarına uygun hale gelmiştir. Formda 0 ile 63  arasında puan alınabilmekte, puanın yükselmesi depresyon  belirtisinin şiddetinin arttığını göstermektedir.  Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Beck ve arkadaşları  tarafından (1988), kişilerin yaşadığı anksiyete belirtilerinin  sıklığını belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Ülkemizde  ölçeğin geçerlik ve güvenilirlik çalışmaları Ulusoy (1993)  tarafından gerçekleştirilmiştir. Ölçek 21 maddeden  oluşmakta ve her bir madde 0-3 arası puanlanmaktadır.  Alınan puan arttıkça kişinin anksiyete seviyesinin arttığı  yönünde yorumlanan bir tür özbildirim ölçeğidir.

 183 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

Afektif Sinirbilim Kişilik Ölçeği (ANPS), Davis ve  arkadaşları tarafından (2003), kişilik çeşitliliğinin büyük  oranda beyindeki altı farklı duygudurum sistemdeki kuvvetli  yönler veya zayıflıklardan kaynaklandığı hipotezinden  hareketle oluşturulmuştur. Ölçek 110 madde ve 7 alt  ölçekten oluşmaktadır. Bu alt ölçekler oyun, merak, sevgi,  öfke, üzüntü, korku ve maneviyat olarak belirtilmiştir. Her  maddenin 1 ile 4 arasında puan aldığı dörtlü likert tipte bir  özbildirim ölçeğidir. Ölçeğin Türkçe uyarlaması İçöz (2012)  tarafından yapılmıştır. Orijinal makalede anlatılan analizler  aynı şekilde takip edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda  ölçeğin Türkçe formu geçerli ve güvenilir olarak  değerlendirilmiştir.

Kısa Form-36 (SF-36): SF-36’nın Türkçe versiyonunun  güvenirlik ve geçerlilik çalışması Koçyiğit ve ark. tarafından  yapılmıştır (Koçyiğit ve ark., 1999).Yaşam kalitesini  değerlendirmede Türkçe geçerlik çalışması yapılmış olan ve  oldukça yaygın kullanılan jenerik bir ölçüttür. Fiziksel  fonksiyon, fiziksel rol kısıtlanması, emosyonel rol  kısıtlanması, vücut ağrısı, sosyal fonksiyon, mental sağlık,  canlılık, genel sağlık olmak üzere sekiz alt bölümde toplam  36 soru içerir. Fiziksel komponent ve mental komponent olmak üzere iki özet bölümü vardır. Yüz üzerinden yapılan  skorlamada yüksek skorlar sağlıkta daha iyi bir düzeyi işaret  ederken düşük skorlar sağlıktaki bozulmayı göstermektedir.

Verilerin Toplanması: Polikliniğe gelen dahil  edilme kriterlerini karşılayan MS tanısı almış kadınlara,  araştırma ile ilgili bilgi verilerek gönüllü olan 15 birey  oluşturmuştur. Girişim grubuna dahil edilen MS tanılı  kadınların 10 haftalık ve 1 saat süren grup terapisinde  varoluşcu ve logoterapi yöntemleri kullanılmıştır.  Logoterapi prensiplerine göre gerçekleştirilen grup  terapilerinde iki amaç planlanmıştır. Birinci amaç girişim  grubundaki bireylerin kendi durumlarına dair gerçekçi bir  zemin kazanmaları ve seçim, özgürlük ve sorumluluk  ekseninde varoluşlarını bütüncül bir şekilde keşfetmeleri  iken ikinci amaç mevcut koşulları ile nasıl anlamlı  yaşayacaklarını keşfederek psikososyal boyutta iyileşme  sağlamaktır. Araştırma planı ve girişimler ayrıntılı olarak  açıklanmıştır (Şekil 1). Araştırmada, varoluşçu logoterapist  diplomasına sahip 3 terapist tarafından grup terapileri  gerçekleşmiştir. 

Birinci Aşama: Öntest uygulanmıştır.

İkinci Aşama:Varoluşcu felsefeye temellendirilmiş  logoterapi bireylere haftada bir gün, 60 dakika ve on hafta  süre ile uygulanmıştır. Uygulama süresi konusunda uzman  görüşü alınmıştır. 

Üçüncü Aşama: Son test uygulanmıştır.

Araştırmanın Değişkenleri 

• Araştırmanın bağımlı değişkenleri:

Beck anksiyete ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği, Affektif  Sinir Bilim Ölçeği, Kısaform-36

• Araştırmanın bağımsız değişkenleri:

Varoluşçu felsefeye temellendirilmiş logoterapi programı. Deneysel Çalışmanın Planı 

Araştırmanın ilk aşamasında gerekli izinler  alınmıştır. Varoluşçu felsefeye temellendirilmiş logoterapi  programının oluşturulması için logoterapi eğitimi almış 3  araştırmacı tarafından literatür incelemesi yapılmış ve 10  oturumdan oluşan içerik planı oluşturulmuştur (Şekil 1). Bu  aşamadan sonra, araştırmada kullanılacak veri toplama  formları belirlenmiştir. Daha sonra MS tanılı kadınlara ön  test ölçümü uygulanmıştır. Öntest çözümleri yaklaşık 40-60  dk sürmüştür. MS tanılı kadınlardan öntest formlarını 

doldururken rumuz kullanmaları istenmiş, bu rumuzu son  test ölçümlerinde de kullanacakları belirtilmiştir. Ön test  ölçümleri tamamlandıktan sonra, MS tanılı kadınlara  araştırma içeriği, hedefler ve logoterapi süresince yapılacak  uygulamalar hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonrasında  eğitimin ilk oturumuna başlanmıştır. Her oturum yaklaşık  60-90 dk sürmüş, Logoterapi yüz yüze, interaktif bir şekilde  gerçekleştirilmiştir. Logoterapi akşam 19:00-20:00 arasında  yapılmıştır. Logoterapi sırasında MS tanılı kadınlara  terapötik iletişim teknikleri kullanılmış ve çift yönlü iletişim  kurulmaya özen gösterilmiştir. Şekil 1 de yer alan logoterapi  konu başlıkları hakkında eğitim verilmiştir. Logoterapi  bittikten sonra son test ölçümleri tamamlanmıştır.

 184 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

Şekil 1. Araştırma Planı

Örnekleme dahil edilme kriterini taşıyan ve gönüllü 15 MS tanılı kadın 5 MS tanılı kadın 

1. hafta 2. hafta

3. hafta 4. hafta

5. hafta

6. hafta 7. hafta

8. hafta 9. hafta

 Girişim Grubu (n=10 )

*Tanışma 

*Kişisel Bilgi Formu *BDÖ, BAÖ, SF-36,  ANSP uygulaması 

ÖNTEST 

Gevşeme Egzersizi, VALT hakkında bilgi

Beden, Duygu, Düşünce Farkındalığı Çalışması: Kayıp  Ve Kazanımlar

Şimdi ve Burada 

Değerler ve Tavır Değişikliği

Hayatımın Filmi Çalışması (Bugüne Kadar) 

Hayatımın Filmi Çalışması (Bugünden Sonra) 

Boş Sandalye Tekniği

Özgürlük, Seçim ve Sorumluluk Ekseni

Değiştirilemez Gerçekte Anlam Bulmak: Hayatın Anlamı

araştırma kapsamı  dışında bırakıldı

10. hafta

Girişim grubunun birbirleri hakkındaki olumlu düşünceleri ve görüşleri: grup  terapisinin değerlendirilmesi

*BDÖ, BAÖ, SF-36, ANSE 

uygulaması SONTEST 

Verilerin Analizi

 185 DOI:  10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

Araştırmanın İstatistiksel Değerlendirmesi

Araştırmadan elde edilen nicel veriler Statistical  Package For Social Science (SPSS) SPSS 22,0 istatistik   Tablo1. Araştırmada kullanılan istatistiksel yöntemler.

paket programında uygun istatistiksel yöntemlerle analiz  edilmiştir.. Verilerin değerlendirilmesinde kullanılan testler  Tablo1’de verilmiştir. 

Değerlendirilen Özellikler İstatistiksel Yöntem

Deney grubundaki öğrencilerin tanıtıcı özelliklerinin  değerlendirilmesi

Deney grubundaki öğrencilerin tanıtıcı özelliklerinin normallik  dağılımının incelenmesi

Deney grubundaki MS tanılı kadınların ön test-son test  değerlerinin karşılaştırması

 Frekans

Yüzde

 Shapiro-Wilk Testi Paired t testi

Araştırmanın Etik Yönü: Araştırma için Ondokuz  Mayıs Üniversitesinden kurum izinleri alındıktan sonra  araştırmada gönüllülük ilkesi öncelikli olarak tutulmuş ve  bireylere gönüllü olur formları verilerek, araştırmaya  gönüllü olarak katıldıklarını sözlü ve yazılı olarak beyan  etmişlerdir. Araştırmaya katılan bireylere araştırma  sürecinde ve sonrasında bireysel bilgilerinin gizli  tutulacağına ilişkin güvence verilmiştir. Araştırma sürecinde  araştırmadan istedikleri zaman ayrılabilecekleri  belirtilmiştir. Gerekli izinler ile birlikte araştırma ile  ‘bilgilendirilmiş onam’ alınmıştır.

Tablo 2. Sosyo-Demografik Özellikler (n=10)

BULGULAR 

Araştırmanın bulguları sosyodemografik özelliklerine ait  bulgular ve logoterapi öncesi ve sonrası ölçek düzeylerinin  karşılaştırılmasına ait bulgular olmak üzere 2 bölümde  verilmiştir.

Sosyodemografik özelliklere ait bulgular:  Araştırmaya 18-49 yaşları arasında 10 kadın hasta dahil edilmiştir. Hastaların %60’ı (6) evli, % 50’si (5) ev hanımı  olup tümünün sağlık güvencesi vardır. Hastalık süresi 2-14  yıl arasında değişmekte olup hastaların tümü halen MS için  spesifik bir tedavi kullanmaktadır. Hastaların demografik  verileri tablo 2 de verilmiştir (Tablo 2).

 Özellikler Sayı % Yaş Ortalaması 35,50±2,48 (min20, max:48 ) Hastalık Süre 5,15±1,52 (min2, max:14) EDSS 0,55±0,18 (min0, max:1.5 ) Medeni Durum

Evli 6 60 Bekar 4 40 Çocuk Sayısı

Yok 4 40 1 tane 1 10 2 tane 4 40 3 tane 1 10 Eğitim Durumu

İlköğretim 3 30 Ortaöğretim 5 50 Üniversite 2 20 Meslek

Ev hanımı 5 50 Emekli 4 10 Çalışan 4 40 Toplam 10 100.0

 %: Yüzde, Min: Minimum, Max: Maksimum

Logoterapi Öncesi ve Sonrası Ölçeklerin  

Karşılaştırılmasına Ait Bulgular  

MS tanısı almış bireylerin logoterapi öncesi ve 

sonrası BDÖ, BAÖ, SF-36 ve ANPS puan ortalamaları 

karşılaştırıldığında, logoterapi sonrası, öncesine göre

depresyon ve anksiyete bulguları arasında istatistiksel olarak  

anlamlı fark belirlenmiştir (p<0.05). SF-36 öntest ve sontest

sonuçlarından fiziksel fonksiyon, ağrı, sosyal

 186 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

fonksiyon ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde  düşmüştür (p<0.05). Müdahale öncesi ve sonrası arasında,  ANPS değerlendirmesinde öfke ve oyun puanlarında 

istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş tespit  edilmiştir(p<0.05). (Tablo 3).

Tablo 3.Öntest-sontestölçek değerlendirilmesine ait bulgular

Ölçekler Öntest ±SS

Sontest

±SS t p

Beck depresyon ölçeği 15,40±3,19 8,90±1,58 2,55 0,031 Beckanksiyete ölçeği 18,70±2,89 8,00±1,66 4,97 0,001 SF-36

 Fiziksel fonksiyon 27,30±080 24,90±0,91 3,08 0,013  Fiziksel rol güçlüğü 7,30±0,39 7,00±0,49 0,51 0,616  Ağrı 10,69±0,66 8,67±0,66 3,77 0,004  Genel sağlık 18,23±1,03 16,34±1,06 1,50 0,167 Vitalite 17,50±1,04 17,40±1,04 0,91 0,930  Sosyal fonksiyon 9,50±0,61 7,80±0,69 2,37 0,042Emosyonel rol güçlüğü 5,40±0,22 4,70±0,44 1,56 0,153 Mental sağlık 22,10±1,19 20,90±1,15 0,87 0,405 Affektif sinir bilim ölçeği

 Hastalık 33,50±1,08 29,90±1,40 1,62 0,135  Korku 34,20±1,00 31,00±1,34 2,08 0,067  Bakım 31,90±0,48 29,30±1,54 1,48 0,172  Öfke 36,30±1,08 31,30±1,45 3,30 0,009  Oyun 36,20±0,80 31,90±0,88 3,49 0,007  Üzüntü 33,30±0,93 31,30±1,39 1,52 0,161  Maneviyat 29,90±1,06 28,50±1,54 1,09 0,304

Ortalama, SS: Standart Sapma t: Paired t testi, p: İstatistiksel Önemlilik

 187 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

TARTIŞMA

Tartışma varoluşcu felsefeye temellendirilmiş logoterapi öncesi ve sonrası depresyon, anksiyete, affektif sinirbilim  kişilik ve yaşam kalitesi bulgularının tartışılmasından  oluşmaktadır. 

Araştırmaya katılan bireylerin logoterapi sonrası  depresyon düzeylerinde anlamlı derecede azalma olduğu  belirlenmiştir (p<0.05). Azimi ve ark. (2018) MS tanılı  kadınlar üzerinde yaptıkları bir çalışmada logoterapi sonrası  deney grubunun anksiyete, depresyon ve stres  semptomlarının ortalamaları kontrol grubu ortalamasından  anlamlı olarak farklı bulumuştur. Depresyonun ortaya  çıkmasında en önemli faktör yaşamdaki anlam duygusunu  yitirmiş olmaktır. Logoterapinin kelime karşılığı anlam  terapisidir. Bu nedenle depresyon semptomlarının  düzeltilmesinde logoterapinin etkinliği oldukça fazla  olabilir. Logoterapi, bireyin olumsuzlukların ötesine  geçebilme ve bu olumsuzluklardan bir anlam çıkarabilme  becerisini; belli bir ruhsal boyuta ulaşmasını ve yaşamındaki  yetersizliklerin tüm olumsuz etkilerinin üstesinden  gelmesine yardımcı olmayı ifade etmektedir (Ososkie ve  Schultz;

2003). Beckner ve ark. (2010) yaptığı bir çalışmada telefon  ile MS tanılı bireylerde gerçekleştirdikleri bilişsel  davranışçı terapinin depresyon üzerinde olumlu sonuçlar  elde etmişlerdir. Çalışmamızın sonucunda elde ettiğimiz  depresyon ölçeğindeki anlamlı farklılık bu durumu destekler  niteliktedir. 

Araştırmaya katılan bireylerin logoterapi sonrası anksiyete  düzeylerinde anlamlı derecede azalma olduğu belirlenmiştir  (p<0.001). Yapılan bir çalışmada grup logo terapisinin MS’li  hastaların anksiyeteyi azaltmada, benlik saygısını artırmada  etkili olduğunu belirtmişlerdir (Rasoli, Borjali, 2011). Bir  çalışmada MS tan MS tanısı almış bireylere uygulanan  MMPI değerlendirmesinin yapıldığı bir çalışmada,  psikasteni ve hipokondriazis ölçeklerinin normal sınırların  üzerinde olduğu ve bu kişilerin belirgin anksiyete ile birlikte  fiziksel yapılarıyla aşırı ilgi ve kötümser bir yapı  sergiledikleri ileri sürülmüştür (Emre ve ark.,2003).  Talebian ve ark. (2012) yaptıkları bir diğer çalışmada grup  logoterapisinin anksiyete ve depresyon düzeylerini azalttığı ve kanserli hastalarda yaşam kalitesini artırdığını ortaya  koymaktadır. Ayrıca, yaşamdaki anlam ve anlam boyutları  arasında fiziksel engele karşı olumlu uyum göstermek  arasında pozitif bir ilişki elde edilmiştir. Yukarıda sözü  edilen bulgulara göre; fiziksel engeli olan bireyler, yaşamda  bir anlam ve yön bulduklarında, kişisel bir kimlik ve  sorumluluk taşıdıklarında, kaçınılmaz olan ölümü  kabullendiklerinde ve yaşamda yeni zorluklara mücadele  etmeye devam ettiklerinde; fiziksel engellerini daha iyi  kabul edip bununla daha iyi başa çıkmaktadırlar. Bunun tam  zıttı olarak ise, bu bireyler yaşamlarında bir anlamdan,  amaçtan ve görevden yoksun olduklarında, yaşamlarında  duygusuzluk, bıkkınlık ve hissizlik hakim  olduğunda(varoluşsal boşluk) buna bir de fiziksel engel  eklendiğinde, kabul etmek ve bu zorluklarla mücadele etmek  onlar için daha zor bir hal almaktadır. Kısacası, tüm bu  bulgular, Frankl’in (1966,1988), Dunn’ın(1994) yaşamın  devamlılığının negatif olaylar içinde-fiziksel engel gibi pozitif anlamlar bulmak ve anlama karşı tutumlar  geliştirmeyi içeren görüşleriyle örtüştüğünü göstermektedir.  Bu görüşler kişinin negatif deneyimlere karşı esneklik sahibi  olması ve bunlarla daha olumlu baş etme becerisini ortaya  koymaktadır. Araştırma sonuçlarımızda depresyon ve  

anksiyete düzeylerinin azaldığı ve Frank’ın varoluşçu  kuramının temellendiği logoterapinin etkili bir girişim  olduğu görülmektedir.  

Araştırmaya katılan bireylerin affektif sinir bilim ölçeğinin  öfke ve oyun parametrelerinde azalma belirlenmiştir. Öfke  alt ölçeği kişilerin asabi olmak, kolayca sinirlenmek ve  hüsrana uğramak, sözel ve fiziksel şiddet göstermek ve de  uzun süre öfkeli kalmak gibi deneyimleri ne sıklıkla  yaşadıklarını araştırmaktadır. Bu sonuçlara göre logoterapi  sonrası çalışmaya katılan bireylerin bu deneyimleri daha az  yaşadıkları söylenebilir. Oyun alt ölçeği ise eğlenmek,  mizah, gülmek, imkanlarıkeşfetmek gibi deneyimleri  ölçmektedir. Bu sonuç logoterapi sonrası öfke  deneyimlerinin azalması ile ilişkili görülmektedir. Bu iki  alt ölçeğin sonuçları kayıp, yas ve gerçekliklerle karşılaşmak  çapında ele alınabilir. Hastalar “neden ben” öfkesini aştıkça  daha az oyuncu hissettikleri bir döneme girmişlerdir. Bu, yas  sürecinin önemli olan ilk adımlarının atılması ve kişilerin  bulundukları şartlar içerisinde anlamlı bir hayat inşa etme  yoluna girmeleri olarak yorumlanabilir. Amir ve ark. (2017)  yaptığı bir çalışmada MS tanılı bireylerde grup  logoterapinin algılanan stresi azaltmada etkin bir yöntem  olduğunu belirtmişlerdir. Yaşamdaki anlamın bireyin ruhsal  sağlığını belirleyen önemli bir faktör olduğunu ve varoluş  kavramının hem bedensel hem de ruhsal sağlık açısından  anahtar öneme sahip bir nokta olduğunu ifade edebiliriz.  

Araştırmaya katılan bireylerin logoterapi sonrası SF-36  parametrelerinden fiziksel fonksiyon, ağrı ve sosyal  fonksiyon alt parametrelerinde logoterapi ile artan yaşam  kalitesi durumunu ortaya koymuştur (p<0.001).  Mardanıvalendani ve Ghafari (2015) bir teknik olarak  logoterapinin, artan sorumluluk, hastanın yaşamla ilgili  inançlarının dönüşümü ve yaşam beklentisinin artması ile  MS’li hastalarda fiziksel ve psikolojik boyutlarda yaşam  kalitesinin artmasına neden olduğunu belirtmektedirler.  Yapılan bir çalışmada MS tanısı almış bireylerin fiziksel ve  bilişsel sağlık bileşenlerinin önemli bir bölümünde  problemler olduğu bulunmuştur. Yapılan bir diğer  çalışmada SF-36 testi ile hastalık progresyonu ve disabilite  ile ilişkili bulunmuş ve EDSS ile ilişkisi ortaya konulmuştur  (Baumstarck, 2013). Zibaei ve ark. (2013) yaptığı bir  çalışmada MS tanılı bireylerde grup logoterapisinin  algılanan stresi azaltmada ve yaşam beklentisinin artmasında  etkili olduğu bulınmuştur. MS hastalarında algılanan stresi  azaltmada ve yaşam beklentisinin artmasında logo  terapisinin etkinliğini gösteren elde edilen sonuçlar göz  önüne alındığında, bu çalışma yaşam kalitesini arttırmada  yardımcı olduğu söylenebilir. Kronik hastalıklardan biri olan  MS çok boyutlu olduğu ve yaşamın tüm boyutlarını etkileme  olasılığı bulunduğu için bireylerin bir bütün olarak ele  alınması gerekmektedir.Sadece fiziksel faktörlerin değil,  bireyi etkileyen diğer faktörlerinde değerlendirilmesi ile  bütüncül bir yaklaşım sergilenmektedir. Bütüncül bir  yaklaşım fiziksel, psikospiritüel ve sosyal boyutlarda  iyileşme sağlayarak yaşam kalitesinin arttığı söylenebilir.

Araştırma amaçları MS tanısı almış bireylerde,  depresyon, anksiyete, affektifite ve yaşam kalitesi üzerinde  etili olabilecek kanıtlanmış potansiyel yolları keşfedebilmektir. Frankl Logoterapinin etkisini açıklarken,  MS tanılı bireylerde yaşamdan anlam bulmada ve hastalığın  getirdiği yaşam zorlukları karşısında dahi seçim olasılığını  görmede, yaşam üzerinde kontrolü olduğu duygunu  yerleştirmede etkili olabildiği ve bu sayede hissedilen  depresyon, anksiyete ve affektif semptomların azalabildiği

 188 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

ve yaşam kalitesinin arttığı görülmektedir. Her gün kendi  takvimine korku ve üzüntüyle bakan bir kişi, bu takvimi her  gün çevirmeye devam ettikçe, en sonunda yaşama karşı  üzüntü ve kötümser bir bakış açısı geliştirecektir. Fakat  yaşamı daha aktif bir perspektiften gören bir kişi, sadece bu  sayfaları çevirmekle kalmayacak her takvim yaprağının  arkasına da önemli bir not yazacaktır. Yaşamın son  noktasına kadar sürecek olan, kişinin yaptıklarından yapmak  istediklerine kadar giden bir yolu adım adım takip edecektir.  Ancak böyle bir kişi yaşamda aktif bir role sahip olabilecek,  mutlu ve doyumlu bir yaşam sürebilecektir. Tüm bunlar da  bireyde yaşam kalitesinin artmasını sağlayacaktır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Sonuçlar 

MS tanılı kadınların varoluşçu felsefeye  temellendirilmiş logoterapi sonrası depresyon, anksiyete,  affektif sinir bilim ölçeği alt boyutlarından öfke ve oyun  düzeylerinin ve yaşam kalitesinin fiziksel fonksiyon, sosyal  fonksiyon, ağrı düzeylerinin anlamlı düzeyde azaldığı  belirlenmiştir. 

Öneriler

1. MS tanılı kadınlarda görülen depresyon,  anksiyete, affektif semptom belirtilerini azaltmada ve yaşam  kalitesini arttırmada logoterapinin etkili bir yöntem olarak  tedavi ve bakıma katılması önerilebilir. 

2. Gelecek araştırmalarda MS tanılı bireylerin  uyum sürecinde yaşamdaki anlamın önemine odaklanan  çalışmaların artmasıyla, fiziksel engele ve psikososyal  kayıplara karşı pozitif duyguların oluşmasını sağlayacak

daha geniş grupları içeren kontrollü çalışmalar yapılması  önerilebilir. 

KAYNAKLAR

Amir F., Ahadi H., Nikkhah K., Mohammadreza Seirafi M. (2017). The Effectiveness of Acceptance and Commitment Group Therapy and Group Logotherapy in Reducing Perceived Stress among MS Patients.Caspian.J.Neurol.Sci, 3(4), 175-184

Azimi A., Makvandhoseini S., Najafi M., Rafieenia P. (2018) . A comparative study on effectiveness of acceptance and commitment therapy and logotherapy on symptoms of depression, anxiety and stress of women suffering relapsing remitting multiple sclerosis: A randomized controlled trial study. Koomesh Journal, 20(4),  612-619.

Bahadir, M., Parlar, H., Spiteller, M.  (2000). SpringerUmweltlexikon. Heidelberg: Springer. Baumstarck, K.,Butzkueven, H., Fernández, O.,  Flachenecker, P., Stecchi, S., Idiman, E., Pelletier,  J.,Boucekine, M., Auquier, P.(2013).  ResponsivenessofTheMultipleSclerosis International  Qualityof Life QuestionNairetoDisabilityChange: A Lon Gitudinalstudy. HealthQual Life Outcomes, 29,111-127. Beck, A. T.,Steer, R. A. (1984).  Internalconsistencies of  theoriginalandrevisedBeckDepression Inventory. Journal of  ClinicalPsychology, 40(6), 1365-1367.

Beck, A. T.,Ward, C. H., Mendelson, M., Mock, J.  andErbaugh, J. (1961). An  inventoryformeasuringdepression. Archives of General  Psychiatry, 4(6), 561-571. 

Beckner V., Howard I., Vella L., David C.,  Mohr J. (2010). Telephone-administered psychotherapy for 

depression in MS patients: moderating role of social  support. Behavioral Medicine Resach, 33,47–59. doi:  10.1007/s10865-009-9235-2

Confavreux, C.,Vukusic, S., Adeleine, P. (2003).  EarlyClinicalPredictorsandProgression of  İrreversiblDiability in MultipleScleosis: An  AmnesicProcess. Brain, (126): 770-782. 

Davis, K. L., Panksepp, J. and Normansell, L.  (2003). The affective neuro science personality scales:  Normative data and implications. Neuro psychoanalysis,  5(1), 57-69.

Dunn, D. S. (1996).Well-Being Follow in  Gamputation: Salutary Effects of Positive meaning,  Optimism and Control. Rehabilitation Psychology, 41, 285- 302.

Emre, U., Ergün, U., Yıldız, H., Çoşkun, Ö., İnan,  L. (2003). Multipl Skleroz ve Psikiyatrik Hastalıklar  Düşünen Adam, 16(1): 46-49.

Engin, E., Kaçmaz, ED., Uğuryol, M. (2016).  Türkiye’de Hemşire Olma Kaygısı: Varoluşçu Felsefe Bakış  Açısıyla Bir Gözden Geçirme. IJSR, 9(43): 1226-31.  

Ertekin, Ö.,Özakbaş, S., İdiman, E., Algun, C.  (2012). Qualityof Life,  FatigueandBalanceImprovementsAfter Home BasedExercise Program in MultipleSclerosisPatients. Nöro  Psikiyatr Arş, (49): 33-38.

Frankl, V. E. (1966). Self-Transcendence as a  Human phenomenon. Journal of Humanistic Psychology, 6,  97-106.

Frankl, V. E. (1988). Thewilltomeaning:  Foundationsandapplications of Logotherapy. New York:  Meridian.

İdiman, E. (2004).  MultiplSkleroz’unİmmunopatogenezi. Türkiye Klinikleri, 2,  171-17.

Karabudak, R. (2008). Multipl Skleroz: Bilimsel  Araştırmalardan Multipl Sklerozda Yeni Yönelimler.  Hacettepe Tıp Dergisi, 39(3), 115-120.

Koçyiğit H, Aydemir Ö, Fisek G ve ark. “Kısa  Form-36’nın Türkçe Versiyonunun Güvenilirliği ve  Geçerliliği”, İlaç ve Tedavi Dergisi, 1999.

Mardanıvalendanı M., Ghafarı Z. (2015). The  Effectıveness of Logotherapy on Qualıty of Lıfe Among MS  Patıents ın Shahrekord. Journal of Ilam Unıversıty of Medıcal Scıences,23(5),47-56.

Milanlıoğlu, A., Özdemir, G., Çilingir, V., Güleç,  Ç., Aydın, N., Tombul, T. (2014).  CopingStrategiesandMoodProfiles in  PatientswithMultipleSclerosis, ArqNeuropsiquiatr, 72(7),  490-495.

Minden, S. (2000). MoodDisorders in  MultipleSclerosis: DiagnosisandTreatment. Journal of  Neurovirology, 6(2), 160-167.

Ososkie, J. N.,Schultz, J. C. (2003).  DisabilityAcceptanceTheoriesAndLogotherapy.  International Forum forLo-Gotherapy,26, 21-26.

Özakkaş, T. (2008). Bütüncül Psikoterapi.  İstanbul: Litera Yayınevi.

Penner, IK, Bechtel, N.,Raselli, C., Stöcklin, M.,  Opwis, K., Kappos, L.,Calabrese, P. (2007). Multipl  Sklerozda Yorgunluk: Depresyon, Fiziksel Bozukluk,  Kişilik ve HRasolı I., Borjalı A. (2011). The Effıcıency of  Group Logotherapy ın Decreasıng Anxıety and Increasıng  Self Esteem ın Patıents Wıth Multıple Cclerosıs. Clınıcal

 189 DOI: 10.47115/jshs.790083

Samsun Sağ Bil Der, 2020;5(2):182-190

Psychology Studıes, 1(3) ,43-56.areket Kontrolü İle İlişki.  Multipl Skleroz Dergisi, 13 (9), 1161-1167.

Sartre, J.P. (2012). Varoluşçuluk. İstanbul: Say  Yayınları. 

Talebian, L.,Mehrabizadehhonarmand, M.,Yavari,  AH. (2012). TheEffectiveness of Thetherapy on Depression,  Anxi-Etyandquality of Life of Cancerpatients,  theJournalPsychologicalAchievementSmartyrChamranUniv

ersity, 4(2), 244-199.

Van, D.E., Arnold, B.C. (2017).  ExistentialPerspectives on Human Issues: A 

HandbookforTherapeuticPractice: United  Kingdom: MacmillanEducation.

Zibaei FG., Dehkordi MA., Alipour A.,  Mohtashami T. (2013). Efficacy of Group Logo Therapy in the Perceived Stress and Life Expectancy in Ms Patients.  Goals and Priorities of Journal of Research in psychological  Health ,6(4).

 190 DOI: 10.47115/jshs.790083

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı