Ergen Ruh Sağlığı

ÇOCUKLARDA VE GENÇ YETİŞKİNLERDE PSİKOPATİ

Psikopat, ruhsal bozukluklardan biri olan psikopati durumuna sahip kişilere verilen genel bir isimdir. Psikopat olarak tanım alan, çok sayıda genç ve erişkin suçlu  incelendiğinde bu kişilerin duygusal kayıtsızlıktan çok, duygusal dengesizlik sergiledikleri, anksiyete ve disfori belirtileri gösterdikleri tespit edilmiştir. Antisosyal kişilik bozuklukları ve sosyopati başlıkları altında değerlendirilen bu kişiler kısaca empatiden tamamen yoksun olarak tanımlanabilirler. Çoğunlukla doğuştan veya küçük yaşlarda geliştiği düşünülmektedir. Bu yüzden sonradan görülme ihtimali düşüktür. 

Psikopati nedenleri tam olarak bilinememekle birlikte çoğu psikolojik rahatsızlığında temeli olan serotonin, kortikotropin ve benzeri kimyasal bozukluklardan dolayı meydana geldiği düşünülmektedir. Sinirsel işleyiş bozuklukları dışında kişinin yetiştirildiği ortamlar, şiddet, taciz, tecavüz gibi travmatik olaylara maruz kalınması ya da kötü alışkanlıklar, madde bağımlılığı gibi etkenler de psikopatiyi tetikleyen nedenler arasındadır. Psikopati durumuna sahip olan bireylerde kişisel ve sosyal girişimlerde, ilişkilerde başarısızlık görülmektedir. Bu tip bireyler yasa ve kurallardan kopuktur, yasakları dikkate almaz ve ahlaki, dini, toplumsal kıstaslara değer vermezler. Otokontrol eksikliği, korku hissinden yoksun oldukları gözlemlenmektedir. Küçük yaşlarda bu belirtileri gösteren çocuklarda genellikle hayvanlara işkence yapmak, onların canlarını yakmak, öldürmek gibi girişimlerde bulunmaları söz konusudur.

Çocuk ve gençlerde psikopatik durumlar gözlemlendiğinde teorisel yaklaşımlarda bulunarak gelişim ve şefkat modeliyle ilerlenmektedir. Psikopatik stratejiler onların kötü durumlarla başa çıkma yöntemleridir. Çocuklar başa çıkma mekanizması olarak psikopatik özellikleri ortaya çıkarır. Psikopatların kendilerinde utanma duygusu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda utanmadan kaçmaya başlarlar. Bu çocuklarda başarısızlık hissiyatı fazla olduğu gözlemlenmektedir. Sosyal fobileri oluşur, bunları dışsallaştırıp saldırabilirler ve kendi egolarını korumak için başkalarını eleştirip suçu onlara atarlar. Bu duruma ise “bilişsel kaçınma” denir.  Bu tip bireyler aşağılandıklarını düşündükleri zaman bunu kabul etmezler.

 Psikopatik özellikleri taşıyan çocuklar tedavi edilemezler. Bu çocukların tedavi edilmesi için farklı çalışmalar gerekir. Psikopati davranışlarının sebepleri arasında; manipülasyon, dürtüsellik, sorumluluktan kaçma ve psikopatinin altında yatan nedenleri içerisinde ise depresyon vardır. Psikopat olmayan çocuklarda da psikopatik özellikler görülebilir. Fakat bu durum çocuğun psikopat olduğu anlamına gelmez.

 Bazı durumlarda ise zor durumda olan çocukta kötü duygulardan kaçmak için psikopati işe yarayabilmektedir. Bunun altında kesinlikle utangaçlık bulunmaktadır. Çocuğun ilk dönemdeki yuva sıcaklığı, korunma, sevgi, güvenli hissettiği anlara bakılmaktadır. Psikopatik özellikler kötü deneyimlerle başa çıkma yöntemi olarak oluşur. Bu durumda psikopati özelliği taşıyan çocuklarda şefkat odaklı terapi önerilmektedir. Utanma duygusu fazla olduğu için herkesi “kazanan ve kaybeden” olarak görmektedirler. Bu sebeple şefkat duygusu utanma duygusundan önemlidir. Yapılan araştırmalara göre ıslah evindeki çocuklara da şefkat odaklı terapi uygulanmış kontrol grubu ile tedavi yöntemi karşılaştırılmış ve psikopatolojiyi görebilmek için klinik röportajlar yapılmıştır.

                   Çocuk ve Genç Yetişkin için Şefkat Odaklı Terapi

Şefkat Odaklı Terapi İngiltere ve ABD’de geliştirilmiştir. Şefkat kavramı Budizm’den alınmış, (hassasiyet ve bağlılık) anlamı taşımaktadır. Öz- şefkat, kişinin kendiyle iyi bir dost olabilme becerisidir.  Bu beceriyi anlayabilmek için zor bir zamandan geçerken kendinize nasıl davrandığınızla zor bir zamandan geçen bir sevdiğinize nasıl davrandığınızı karşılaştırmak yerinde olur.

Bizler çevremize karşı duyarlı bireyleriz fakat bu duyarlılık hassasiyeti değil sadece bir başkasının acı çekmesini durdurma düşüncesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizler zamanla başkalarının acı çekmesine karşı duyarsızlaştırıldık. Çünkü bütün bu acıyla özdeşleştiğimizde gündelik hayatımızı sürdüremeyecek duruma geldiğimizi fark ettik. Peki, bizler kendi acı çekmemize nasıl yaklaşıyoruz? Bizler bu zor zamanlarımızda neler yapıyoruz? Bu sorulara cevap ararken ve sürekli kendimizi eleştirdiğimiz zamanlarda çözüm bulmakta zorlanırız.  Fakat bizim de şefkate ihtiyacımız olduğunu zaman zaman unutmaktayız.

Küçük yaşlarda şefkat görmeyen çocukların başkalarının acılarına karşı duyarsızlaşabildiğini görmekteyiz. Utanç duygusu ise çocukların hatalarını örtmesini sağlamaktadır. Çünkü çocuklar sevgiyi hak etmediklerini düşünerek psikopati davranışları sergilerler. Genç yetişkinlerde ise acı verici bir durumla karşılaştıkları zaman hemen acıyı yok etmeyi arzulamaktadırlar.  Fakat şefkat odaklı terapi sürecinde amaç acıyı yok etmek değildir. Kişinin öz eleştirisini kaybetmeden acıyı kabul etmesi ve ona rağmen değerleri doğrultusunda bir hayat sürdürme becerisini fark ettirerek destek olmaktır.

AİLE DANIŞMANI/ İLAYDA COŞKUN

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı